bu aralar tycoon oyunlara sardım. petroleum tycoon ve idle miner sarıyor, her dakika bakmak gerekmedigi icin daha cekici geliyorlar. the homeless diye keyifli bir oyun var benzer yine. onu da pek sevdim. bbtan var, kısa sureli bagımlılık yapmıstı. onun dısında nba live ve fifa mobile oynuyorum arada.

quora'nın uygulaması guzel, ilginc hayat hikayeleri cıkıyor.

karısık sıralayacak olursak:

petroleum tycoon
idle miner
bbtan
fifa mobile
nba live
quora
the homeless

Puzzle seversen lara croft go, monument valley, the room serisi.

Androidde isen apk indirerek bedavaya oynayabilirsin zira hepsi paralı.

bilgi verici olmasına, daha önce yazılmamıs olmasına dikkat et yeterli sanırım.

formata uysun kafi

anket başlıklarından ziyade, bilgi verebileceğiniz başlıklara girin.

eksisozluk.com

bu adam orada yasıyordu sanki...

Businessman var sözlükte o da İsveçte diye biliyorum

mirationsverket.se

isvec'e gidebilmek ve yerlesmek+calismak icin secenekler:

1. is teklifi

2. aile birlesimi(sambo veya evlilik veya birinci derece yakininin ikametine tasinmak)

3. asylum basvurusu(suriye afganistan somali vb icin)

4. diplomatik siginma talebi

son 2 secenegi pek onermiyorum yoksa donemezsin ulkene ve muhtemelen turk hukumeti ile sikinti da yasarsin.

Bayılarak izlemiyorum, denk gelince bir sonraki hikayeye geçiyorum ama psikolojik vaka olarak da görmüyorum.

Instagram böyle bir yer, eskiden de "yömök poyloşoyorlor, oyop" diyorduk yani. Takip ettiğin kişiler senin kontrolünde, beş kişiden biri böyle paylaşım yapıyor ve rahatsız ediyorsa bırak takibi yani.

üç günde bir aynı soru soruluyor. valla biz radyoyu çekip atarken bu kadar kasmıyoruz aşdslşsdl chill out!

hiç hikaye izlemiyorum
çözülüyor

varoş..

o hikayelerden bulduğum bir sürü müzik var jamiryo. bence hiç biri şizofren değiller. gayet pıtış insanlar hatta bir çoğu.

radyoyu çekmek değil de, müzik dinlerken kısa videolar halinde snapchat'e atıyorum sevdiğim şarkıların sevdiğim kısımları denk geldikçe.

olaya daha çok müzik paylaşmak gibi bakıyordum, hiç böyle düşünmemiştim.

ortada psikologluk bir durum olduğunu da sanmıyorum ama.

edit: kafayı yemişsiniz lan.

edit: eazy + 1

bilinçaltında arabam var ve özgürlüğüm elimde, bi tık üstünde fazlasıyla boş bir adamım, kendi ayak izlerim yok ve millet ne yaparsa bende varım mesajı. fazlası değil. sözüm de meclisten dışarı, polemik çekemeyecek bir günümdeyim.

radyoyu çekenleri bilmiyorum ama arabada klip çekenler versiyonu var bunun bir de, ben izlerken utanıyorum.

Otomobilde teypte mp3 çalmıyor ya da Bluetooth falan ile bağlayamıyor ve istediği şarkıyı istediği zaman dinleyemiyor fakir, o yüzden radyoda sevdiği şarkı çıkınca mutlu oluyor diye düşünüyorum abdhaabdh. Ciddi ciddi pis fakirler demedim ama kabul edelim kısmen doğru bu cümle.

Bırakınız yapsınlar, bırakınız eğlensinler. Başkalarını rahatsız etmediği sürece eğlenenlere karışmıyorum. Direkt sağ kenara basıp geçiyorum o tip hikayeleri.

Arabam var. Geziyorum. Egleniyorum. Mesaj bu. Ama bence normal ya.

kroluk olarak görüyorum. haftada 3 kez de bu şekilde paylaşımım bulunuyor. biraz kroyum. evet.

müzik dinlemeyi seviyorum ve o sıra Spotify üzerinden sevdiğim bir şarkı çıkınca araba radyosunu çekip atıyorum. Bazen dışarıda telefondan dinlerken sıradaki şarkı sevdiğim bir şey olunca ekranı çekip atıyorum. Ama arabanın önünde falan çekmem, dışarı çıktığımda bira bardağını çekmem, gece kuluplerinde etrafı çekmem. Benim olayım sevdiğim müziği paylaşmak.

Onlari yapanlardansa, onlarin bu yaptiklarini kafalarina takip bi de neden sonuc iliskisi kurmaya calisanlarin daha ciddi problemleri oldugunu dusunuyorum. Story falan bunlar icin var. rahat olun biraz sizi ilgilendirmez.

Gençler resmen bana yaşlandığımı hissettirdiniz bu soruyla.
Başlığı anlamadım, soruyu okuyunca yine anlamadım, cevaplara geçince anca anlayabildim olayı.

Özdemir Asaf " herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur" demiş, şimdi herkesin çok çok hikayesi var ve hala şiiri olmayan çok. Benim konuyla ilgili yorumum böyle.

Kişisel olarak ben "niye yapıyorlar ki" şeklinde yaklaşmıyorum bu tür şeylere, rahatsız oluyorsam tıpkı 3. sayfa haberlerini okumamam gibi sınırlarımın dışına çıkarıyorum, hoşlanıyorsam, bana bi şekilde hitap edebiliyorsa "kalsın" diyorum. Ara ara baktığım birkaç sosyal medya hesabım var, hepsinde yaklaşımım bu şekilde.
Adı üzerinde mecra medyanın sosyal olanı, her türden olacak, normal. Çoğunluğun tercihi popiler olanın gidişatını belirleyecek. Yemek gitti (tam gitmedi o da) araba radyosu gelmiş, bakalım o gidince yerine ne gelecek.

Geniş boyuttan bakınca da; sosyal medya patronlarının trend yaratma çabaları, gençliğin dinamikliği, eğitimdeki durumumuz, gelir durumumuz, aile terbiyesi... gidiyor. ekmeklik malzemeden pasta çıkmıyo olsa olsa lezzetsiz makarna çıkıyor.

Ondan daha elim daha acil çözülmesi gereken sorunlar var. mesela şu:
www.eksiduyuru.com

herkesin sırtını döndüğü kalabalık bir dairenin ortasında üzgün ve çaresiz gözlerle bakan bir çocuk görseli hatırlıyorum. o geldi aklıma. savaşla ilgili bir şeydi sanki. insanların savaştaki sivillere gözlerini kapatmasıyla ilgiliydi diye hatırlıyorum. emin de değilim çok.

edit: freebird5406_2'nin dedigi dogru. ben iki gorseli sentezlemisim.

Bana southparktaki assface hastalığını hatırlattı. Altta yazan yazı da. Siyasi bir şeyse bilmiyorum bunu.

karakterin ismi hanzala, filistin ile ilgili

@freebird doğru bilmiş. İç Anadolunun bir şehrinde, ilginç bir şeyle ilgili olsa şaşardım zaten.

metroda açılan bir sergide görüp görevliye sorunca öğrenmiştim ben de "hanzala"yı. filistinliler topraklarına dönünceye/bağımsız oluncaya kadar yüzünü dönmeyecekmiş.

Erikli ve enez var bildiğim. Yakin. Sarkoy var daha yakin. Daha da yakinda bir yer yok bildiğim. Eregli civarlari les gibi.

Yayla.
Muhteşem bir denizi var.
Ben hiç denize girmeyen ve girmeyi sevmeyen biri olarak aşık olmuştum oraya, sudan çıkmadım diyebilirim.
Biz yaklaşık 5 yıl kadar önce gitmiştik tatile 3 kişi, 3 katlı bir ev tutmuştuk o zaman gayet uygundu, ayarlama yapmadan gittik orada bir emlakçıdan yardım aldık.

saroz-güneyli

Yayla +1

fargo komple bitti mi?

fringe
house md.
good wife
hannibal

Narcos'a başladım neredeyse bitirdim sayılır. Gayet güzel gidiyor.

Six feet under. Bunlara göre sakin kalabilir ama herkesin izlemesi gereken bir dizi bence.

Blacklist.

Mentalist.

House of cards; ben çok önyargılı başladım politik dizileri sevmem çünkü, ama sonra başından kalkamadım.

marco polo

six feet under

fargo komple bitti. 3. sezon 1. ve 2. sezon gibi değildi çok sarmadı ama yine de olay örgüsü çok güzeldi izletti kendini.

black mirror'un ilk bölümünü izledim içimde devam etme isteği uyandırmadı. ediyim mi?
marco polo'yu da aynı şekilde bi iki bölüm izleyip bıraktım.
fringe baya izledim ama farklı konularda hep aynı tavırları sıktı beni. olay örgüsü basitleşti yani.

house of cards +1

shameless yazılmamış 0.0 şaşırdım evet
orange is the new black
the man in the high castle

sopranos ve house of cards.

breaking bad'i cok sevmis, better call saul'a tapan biri olarak diyorum.

Peaky Blinders

Bron/Broen

The Sopranos.

orphan black
how to get away with murder

iki dizide de bi bölüm daha bi bölüm daha olayı var. heycanlı bitiyor sonları.

band of brothers.

Young pope

damages.

ozark, expanse

friends!!!

The Wire
Oz

Oz+1
Person of interest ve the blacklist olabilir.

Person of interest, Narcos, Shameless kesinlikle üçünü de izlemelisin :)

x abi

doktora hocam demek neden abes olsun ki? hastanede herkes hocam diye hitap ediyor, alışkındır o. mühendis adama bile hocam diyorsan ona da de gitsin.

Tenis ortamında hiç gerek yok bu işlere girmeye. Kendine güvenli bir şekilde X de geç.

@skoofer ulan doktor falan diyeyim abi istersen linç ederler aman diyeyim

teke tekken sor, nasıl hitap edeyim diye. en temizi o oluyor.

bence de adını söyle sadece. saygı / sevgi belirten bir sey eklemek zorunda değilsin ki.

X bey de geç ya. Abi diyemiyorsan zaten samimi bir ilişkiniz yok, resmi kaçsın boşver.

X de geç +1

Bey diyecek resmiyette bir ortam değil sanki. Yaş itibariyle bey diyeyim desen yine olmaz. Adam 40lı yaşlarında olsa belki ama şu an X de geç bence de.

hocam de ya, bence güzel bi hitap ve doktorlar arasında da kullanılıyor zaten

Adam doktor ise sen de mühendissin. Karşısında ezilip büzülmeye gerek yok. Sen de o da "Tenis" ortamında eşit birer bireysiniz.
Belli bir yaşın üstünde ve olgunlukta isen, 9 gibi bir yaş farkı karşındakine "ağabey" çekmen için gerekçe değil.
Adama el-ense çek demiyorum beni yanlış anlama. Herkese olduğun gibi saygılı olacaksın ancak karşındakine eşitin gibi davran. O da sana bir süre sonra eşitinmiş gibi davranacaktır zaten.

Hocam niye diyorsun ya? Sana tenis öğreten adama hocam de. Doktora doktor olduğu için hocam demek enteresan. Bu kadar ezik yaşamaya gerek yok. X abi de geç.

Diğerlerine 'hocam' diyorsan ona da hocut diyebilirsin mesela asdf

O değil de aslında onun yaklaşımına da bağlı. O nasıl hitap ediyor sana? İsim eklemeden abi diyebilirsin aslında, ortada kalır mevzu. Hani aradaki yaş farkı için mi abi diyorsun yoksa kanka, hacı gibi bir abi mi? ama -sız-siz eklemeden. "İyi abi sen nasılsın?" gibi. Ama ben bunu sevmediğim birine söylemem.

Resmiyet aşılmadıysa hiç bir hitap eklemeden, isim kullanmadan göz temasıyla onunla konuştuğunu hissettirerek cümlelerine -sız-siz koyabilirsin.

Ya da ona da hocam diyebilirsin. Diğerlerine hocam nasılsınız derken, ona hocam nasılsın diyebilirsin.

Ama sanırım arkadaş götün teki ve sen hazzetmiyorsun kendisini. Yapıştır x de geç bence. Hiç bir şey olmaz.

Yapraam diyebilirsin. Ya da topraam.

Evet zorunlu. Çok büyük bir problemin, gözlüğün filan yoksa Aile Hekimi veriyor.

özel hastaneler 40-50 tl civarına veriyor raporu. aile hekimlerinde hekimin tavrı önemli, kimisi veriyo kimisi vermiyor.

önce bir aile hekimini dene bence. ben aile hekiminden almıştım.

tuzu pişerken atıyorum diğer bahartları piştikten sonra

tuz genelde domatesle beraber, diğerleri de altını kapattıktan sonra diye biliyorum.

en azından yaptığımda öyle yapıyorum.

köri altını kapatmadan önce olabilir, ondan emin değilim.

Pişerken atıyorum

Ben piserken atiyorum cogu zaman. Piserken dedigim sonlara dogru. Baharatlar yanar diye oyle yapiyorum ben de. Ama yilda 1-2 kez yemek pisiririm en fazla:)

pişerken atarım. hele ki kimyon gibi nispeten ağır aromalı baharatları bazen sarımsaklardan sonra atar pişiririm. mesela zerdeçallı pirinç pilavı da yaparken zerdeçalı önceden pişiriyorum (yakmadan tabii), sonradan eklemiyorum. köri de aynı tarzda, zencefil de. tazesini sarımsaklarla birlikte atıyorum tavaya. ama bazen kekiği sonradan ektiğim oluyor. gerçi çok kekik kullanmıyorum şu sıra. yazın bol bol fesleğen, domates. köri, kimyon falan hep kışlıktır benim için.

Pişmeye yakın atıyorum ben de

yaprakli baharatlar en son piştikten sonra atılır. diğerlerini de yemeğe göre değişir.

Evet.

Kendimi tek kelimeyle tanımlamam, haddim değil.

tek kelimeyle sıkıcı, iki kelimeyle drama queen...

moralim yerindeyse çok tatlıyım, uzun bir dönemdir işle ilgili sıkıntılarım o yüzden çok sıkıcıyım.

ya sıkıcı mıyım bilmem de, bu aralar pek gelenim gidenim yok
beklerim..
eksisozluk.com

Evet.

(bkz: merdümgiriz)

Evet.

Sıkıcı değilim. Sıkılan taraftayım.

kendimden sıkılıyorum ama başkaları sıkılmıyor benden bu beni ne yapar?

genelde öyle kafam rahat değilse sıkıcıyım. "sıkıcı ama iyi"

can sıkıntısı açısından bakarsak hayır. öyle 2 kişi yan yana geldik sohbet etmedim, muhabbeti baltaladım, eğlenmek isteyene ket vurdum, ortama ayak uydurmadım, negatif enerji saçtım gibi davranışlarım yok; şu yaşıma kadar kimseden duymamışımdır "öff çok sıkıcısın" lafını.

uyuz edip can sıkmak konusunda ise bazen hey heylerim gelince olabiliyorum ama o da genelde benim canım sıkıldığında oluyor.

ilk 2-3 saat hayır sonra sıkılırım, enerjim uzun vadeli değil ama varken de çok eğlenceliyimdir. tabii daha çok yanımdakine bağlı, ortamda güzel bir kız varsa ve henüz benim değilse sıkılma ihtimalim umudumu kesene kadar yok.

Soğukkanlı insanlarla soğukkanlı, samimi insanlarla samimi olduğum için yarı yarıya.

egoistçe bir yanıt olsun istemem ama hayır. en azından çevremdeki her insan ayrı ayrı olarak "seninle vakit geçirmeyi çok seviyorum." der. bir allah'ın kulunun da önceliği değilim, orası da ayrı mesele. tek kelime ile ifade edecek olursam da : yapayalnızım.

evet, bayağı sıkıcıyım. hiç unutmuyorum lisede bi' kız gece 4'te uyanıp buz hokeyi maçı izlememden çok etkilendiğini söylemişti. nasıl bir tırtlıksa artık, insanları etkilediğim şey bu kadar yani, gece maç izlemek.

Fazlasıyla.

sıkıcı insanlarla benim de modum düşüyor, sıkıcılaşıyormuşum gibi hissediyorum. ama sevdiğim muhabbetinden hoşlandığım insanların yanında benim de neşem yerine geliyor, esprilere sohbetlere doyum olmuyor. çevremden çok etkileniyorum yani anlık.

Sıkıcıyım.
Aslında ondan da emin değilim. Tek bildiğim sıkılmamam. En son ne zaman canımın sıkıldığını hatırlamıyorum.
Tek kelime bulamadım ama çok kelime de bulamadım

Değilim. Aile icinde, arkadaslar arasında falan en neşeli genelde ben olurum. Sevdigim insanların modunu yükseltiyormuşum öyle diyorlar. Üşengeç degilim ,hareketli bir yapım var. Kendimden sıkılmıyorum. insanların da pek sıkıldığını sanmıyorum, genelde sevilirim. Ama bu yeni tanistigim insanlarin yaninda hemen ortaya cikmaz. Başta soğuk görünürüm hatta.

sıkıyımdır
aynı zamanda bomboş bir insanım.

evet

Cok degisken, bazen cok sikici olurum bazen de eglenceli. Sikilma konusunda da en son ne zaman canim sikiliyor dedim hatirlamiyorum +1

aychovsky yalan soyluyor:) Sikici falan degil, 7/24 kesintisiz muhabbet edilebilitesi var:)

Bazı insanlara göre bazen sikiciymisim.

Yanımda yöremde asabımı bozan biri yoksa çenem düşer, karşımdakini de kıvama getiririm.

hayır

Kendi halime bırakıldığımda monoton bir insanım, dolayısıyla da sıkıcıyımdır muhtemelen. Aktif iletişim halinde olduğum kişiler varsa, arar sorar, sohbetimi severler(miş). Biraz girizgahı zor bir insanım sanırım.

Ha, tek kelime kısmını unutuyordum; üşengeçpezemenk.

Sevmediğim ya da yakın olmadığım kişilerin yanında suratım beton gibi. Tek kelime konuşmam. Sıkıcı ya da eğlenceli olmam yakınlığıma bağlı.

Tanımlayamam.

kara kitap'ı okumadım ama tehlikeli oyunlar boğabilir.

Tehlikeli oyunlar daha bi kış kitabı gibi ne bileyim. Havası öyle.

ikisi de tatilde okumak için çok kötü seçimler.
oralardan başka bir kitap al kendine.

Teşekkürler, yeni bir kitap alacağım sanırım tatil için.

herhangi bir petshoptan alabilirsin.

çok fazla ilgilenmen, konusman gerekir. çok yalnızlık çekebiliyorlar ilgilenilmediği takdirde. ama sana alıştıktan sonra çok güzel oluyor, sen onun yanına gitmesen bile o sana geliyor ve rahat bırakmıyor bile.

babamda vardı bir tane, benim 25 yıllık hayatımın tamamında o kadar ilgilenmemiştir adam benimle. ama gece salondan yatmak için kalktığında, kuş ondan önce üst kata gidip yastığa konuyordu. sonra da babamın boynuna yaslanıp uyuyordu orada.

çok çabuk hasta oluyorlar, rüzgarda ve ya klimanın önünde falan kalırsa hasta olur muhtemelen, üzülürsün.

suyunu her gün değiştirsen iyi olur tabii, kafesini de kirlilik durumuna göre birkaç günde bir temizlersin. yem haznesini de şöyle bir karıştırırsın, üzerindeki boş kabukları üflersin, eğer hala varsa değiştirmezsin işte.

kafesinin kapısını kapalı tutma mesela. açık kalsın, ilk zamanlar kafesten çıkmayacaktır, senden de hoşlanmayacaktır. kolay kolay alışmıyorlar. her gün yanına gidip ilgilenmen gerek. kürdanın ucuyla çok küçük peynir parçaları verebilirsin. bizim kuşlar peynir manyağıydı. biri şekere delisiydi. biri de tuza bayılıyordu.

yukarıda bahsettiğim kuş da sofra kurulduğunda herkesten önce masaya konup bütün tabakların içine girip, hepsinin tadına bakıp ondan sonra en sevdiği hangisiyse ondan yiyordu.

ahaha hatta gerizekalı ben çorba içerken kaşığın üzerine konup kaşıktan içiyordu çorbayı.

eğer ilgilenecekseniz alın bir tane kuş. mutlu eder. :)

iced earth - prophecy

savatage - chance

megadeth - holy wars, hangar 18

avantasia - the scarecrow

not: mobile edit koyun!

Funkadelic - maggot brain

savatage - chance kısa sürede sıkmıştı
megadeth'i örneklere koymayı unutmuşum.

diğerlerine bir bakayım.

sun of the sleepless - phoenix rise

slash-anastasia

Slayer - Raining Blood

Bir tane de Glam eklesem olur mu, çok severim de: Alice Cooper - Poison.

Iron Maiden- Tüm şarkıları \m/ (up the irons !)

bonus:

Helloween- If I could Fly

editlerim aklıma geldikçe, hayatım bu müziklerle geçti.

savatage - morphine child, öyleyse.

helloween - keeper of the seven keys

hocam morphine child da chance'a göre biraz daha uzun gitti o kadar. savatage'e bir ara iyi sarmıştım ama şu an sadece summers rain listemde duruyor.

rainbow - man on the silver mountain www.youtube.com

deep purple - soldier of fortune www.youtube.com

led zeppelin - kashmir www.youtube.com

heaven and hell - children of the sea www.youtube.com

testament - electric crown www.youtube.com

iron maiden - dance of death www.youtube.com

ufo - doctor doctor www.youtube.com


daha sert tayfayı, progressive olaylarını katmadım.

Genesis-Firth of fifth
Jethro tull-Aqualung
Eloy-Posedion's Creation
Camel-Echoes
Iron Maiden- Dream of Mirrors
Pink Floyd- Dogs/Pigs


Biraz progressive ağırlıklı ve sayıca fazla oldu ama yazmaya başlayınca durduramadım kendimi.

sen savatage'ı anlayamamışın gardaşım :/

arch&matheos - neurotically wired

tool - lateralus, schism, pot, hooker with a penis, 10.000 days...

ya da şöyle diyeyim, zaten 4 albümleri var (salival ve opiate'i saymadım ama onlar da harikadır). önce lateralus ve 10.000 days albümlerini dinle, ordan zaten birkaç ay sadece tool dinleyeceksin.

Emigrate - blood
Lordi - Would you love a monsterman
Lordi - Devil is a loser
Aria - Attila
Aria - Torero (Enstrumental)
Aria - Volounteer (Enstrumental)
Joe Satriani - Crowd chant
open.spotify.com
Motorhead - Brotherhood of man (Bak bu efsane)
Rammstein - Alter mann
Lordi - Dynamite tonite
Oomph! - Augen auf
Erdling - Blitz und donner
Ost+front - Stermenkinder
Metallica - Here comes revenge
Marlyn manson - The fight song

nazar boncuklu kolye olabilir.

galata kulesi olan tablo falan da olabilir bence.

kız kulesi ya da (tabii olayı nedir onu da bilsin anlatsın kıza).

müzisyense veya biraz koleksiyoner ruhu varsa kesinlikle yerel müzik aletlerinden alırdım. saz, tambur değil tabii daha kompakt. bana o tarz bir hediye gelse çok sevinirdim.

türk kahvesi takımı, baharat, lokum,

70lik tekirdağ rakısı, ehl-i keyf ve rakı kadehi(istanbul temalı)

kuzey avrupalı kimselerse, kendilerinin ince belli çay bardağına ayrı bir ilgileri oluyor.

Peştamal olabilir havludan çok daha az yer tutuyor, seviyorlar ama hamam renklerinde olmasın.

mail değil de ara bence, eğer onay vermiyorsanız diğer tarafa gidiyorum de. (uygun bir dille tabii)

Kesin diğer firmaya evet deyince ararlar. Açıkcası genelde iş başvurularında kabul edilmeyince herhangi bir bilgilendirme yapmıyorlar. Ama siz de söylemişsiniz haber verin diye.teklif veren firmanın iş koşulları iyiyse deneyin derim.

Görüsme dün oldu daha aslinda adamlarin süper hizli karar vermelerini bekliyorum ama basta konustugumuz ve kabul ettikleri icin yaptim görüsmeyi zaten.
Ilk yer iyi, pozisyon gercekten istedigim nir pozisyon ama diger sirket bir sürü insanin hayali bir yer eminim, firsati kacirirsam eseklik edermisim gibi geliyor =) o yüzden kolay karar veremiyorum maalesef, son ana kadar beklemek istiyorum.

her halükarda 2 ay içinde istediğiniz gibi yeni işinizden istifa edebilirsiniz. kabul edin, diğerinden de teklif gelirse istifayı basar, o gün de işten ayrılır gidersiniz.

daha çok yeni olmuş. ilk yeri kabul edin zaten hemen başlamazsınız, diğer taraf haftaya haber verir. teklifi karşılaştırırsınız 2. si daha iyiyse işkini arayıp gelemiyorum dersiniz. biliyorum çok etik değil ama kendini düşünmek zorundasın

@re noreno: İstifa etmek her zaman mümkün. 2 aylık süreyi "deneme süresi" için söylüyorsanız, deneme süresi her iş sözleşmesinde "default" olmuyor.

İste

İste, ayıp değil, adı üstünde avans.

Iste ama az iste yoksa maaşta sıkıntı çekebilirsiniz.

Maaşım 2.300. bu şekilde anlaştık. Şimdiye kadar 760 lira gibi bir param olmuş içerde sanırım. 500 iyi midir?

iste ya rahat ol.
verirler. vermezlerse kötü niyet vardır.

şu rehberi bir takip et istersen, fikir verebilir. (7 bölüm)

fularsizentellik.com

Operadan gizli sekme ac vpn i aktif et, dns lerini yandex genel dns yap, opera gizli sekmeden yutubu ac dene.

zenmate'te bir süredir sıkıntı var. dotvpn dene bir de

www.dinimizislam.com

tanrıyı insani vasıflarla nitelemek garip geliyor bana.

var mı yok mu bilmiyorum ama sevinmesi, kızması, kin beslemesi, utanması vs. anlamsız geliyor bana.

kızabildiğini biliyoruz demişsin ama bilmiyoruz sadece bu söyleneni kabul ediyor cogunluk.
tanrının varlığı sevgiden ibaret, sevebilmesine yani bunun beceri odaklı bir eylem olmasına da gerek olmuyor böylece. diğer her turlu duygudan da munezzeh oluyor bu durumda. saydıkların da insanlara özgü duygular.

neyden utanacak pardon da?

Gücüne gittiğine göre utanabilir de teorik olarak.

(bkz: Allah'ın gücüne gitmesin)

Valla ben allah olsam yarattığım bir kısım insandan feci utanırdım, kendisini bilmiyorum.

Utanabilmesi için tek olmaması gerekir. Allah tek olduğu için utanabileceği bir emsali dengi eşi ortağı da yoktur.

güneyli çocuk +

Dini her konuyu ya da kavramı sözlük anlamına ve inançsızlığa bağlarsak yukarıdaki gibi enkaz cevaplar ortaya çıkıyor.

Sırt üstü yatıp bacak bacak üstüne bile atıyorsa utanıyordur da. Şimdi müslümanlar çok kızacak. Muhtemelen ninelerinden sırt üstü yatma ya da ayağını ayağının üzerine atma diye azar da yemiştir bunlar nedenini bilmeden.

bana oksimoron bir ifade gibi geliyor hafiften

insan-üstü bir varlık(?) olarak tanımlanmaya çalışılan metafiziksel bir özenenin (? bak anlatamadım bile), insani özelliklerle tanımlanmaya çalışılması durumu var burda.

Yani cevap yok. Alakasız durumlar.

teknik olarak sorduğun için cevap vermemiştim de herkes sallamış bir şeyler, ben de sallayayım bari dedim şimdi.

anlatıldığı şekilde milyarlarca galaksinin, trilyonlarca yıldızın yaratıcısı olan allah bizim aklımızın alamayacağı, olağanüstü bir zekaya sahiptir. bizim anlamaya çalışmamız, kabaca bir bakterinin insan zekasını anlaması gibi bir şey olacaktır. böyle düşündüğünde utanmak gibi duygular çok basit kaçıyor. zaten neyden utanacak ya da kızıyorsa neye kızıyor. biz bakterilerden utanıp onlara kızıyor muyuz? antibiyotik içerken öldürdüğüm hiçbir bakteriyi ayrı ayrı düşünüp anmıyorum. tabii bu düşünce şekliyle ilerlendiğinde, başlı başına kuran hakikaten böylesi bir zekanın ürünü müdür diye düşünebilir insan.

adaleti yok, utanması hiç yoktur.

havada kalmaya mahkum bir soru.

bu arada kizabildigini ve sevebildigini bilmiyorsunuz. oyle olduguna inaniyorsunuz.

ben de t.c. de birgun adalet olacagina inaniyorum mesela.

hangi allahtan bahsettiğinize bağlı,
benim allahım çok utangaçtır mesela...

allah dediğiniz nedir ki?

kafanda bir Allah profili düşün. Hah işte, Allah o değildir.
Allah kafanda nasıl tahayyül eidyorsan o değildir.
İnsana özgü birtakım duygu ve davranışların Allah'a yüklenmesi tamamen Kuran tefsiri yapanların çeviri yaparken mecbur kaldıkları yöntemdir.
Allahın bir insanı sevmesi demek o insana rahmetle, merhametle muamele etmesi demektir.
Allahın bir insanı sevmemesi demek o insanı rahmetinden, merhametinden, lütfundan mahrum bırakması demektir. Yani Bir insan hayatının on yılında Allahın "sevmediği" bir insan iken başka bir on yılında Allah ın "sevdiği" bir insan olabilir.Onun tarafından sevilip sevilmediğimizi yaptıklarımız ve yapmadıklarımız belirler.
İnsan gibi kin tutan, hayranlık besleyen bir Allah yok. Üstelik utanmak bir eksiklik, yetersizlik, noksanlık sonucu olur. Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir.
İlk semavi dinden bugüne dek insanlara anlatılmaya çalışılan Allah tanımı aynı. Ancak insanlar ısrarla bu tanımı çarpıtmaya veya kendi kafalarındaki tanıma uydurmaya çalışıyorlar.
Konu Allah olunca insanlar atıp tutmaya, kelime oyunu yaparak felsefe yapmış gibi görünmeye pek meyilliler maalesef.

Sen de onlardan farklı değilsin hiç vicdanını rahatlatma, oturup alay etmelerini dinliyorsun, dışlanmamak için sessiz kalıyorsun. Ayrıca ne biçim bi ortam bu, gün mü yapıyorsunuz bu ne yahu.

bazlamayı güzel açtığı için başkasını ezmek nedir ya? bu ne lan?

olacağı şu, onlardan daha eğitimli, daha yukarıda (kullanırken tiksindim bu kelimeyi ama aklıma başka bir kelime gelmedi, gelirse değiştiririm) birinin onları bu konu açılınca bir güzel ezmesi lazım. başka türlü zor.

edit: aslında ezmek değil de, arkadasların dedikleri gibi yaptıkları ayıbı yüzlerine vurmak, bunu onların yaptıkları çirkinlik kadar sert bir sekilde yapmak gerek.

Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey'cilik oynayarak vicdan rahatlatmak pek şık bir davranış değil.

Evet susuyorum dıslanmamak için ya da ne bileyim uygun bir yol bulamaďığim için. Sadece 1 kere dini kullanip merhametten söz ederek ona daha dostça yaklaşırsak ahiretemizin guzel olacağından filan söz ettim. Evet evini bok götürdüğunu filan söyluyorlar. Kocası onun kadinliğina guvenemediği icin 2 cocuktan baska cocuk yapmiyormus. Yuzune karsi da degisik bicimde alay ediyorlar.

Sizce nasil korumaliyim onu. Onu koruma ihtiyaci hissediyorum.

Tam çomarların arasına düşmüşsün. Kendini de koru bence onlardan.

Evet haklisiniz guzel bir üslupla yaptiklarinin hoş olmadığıni sik sik belirtmeliyim. Aslinda bunu yaptim. Neyse sağolun.

oha. eğer yapabiliyorsan kaç oradan?

onların seni dışlaması senin için iyi bir şey?

kocası kadınlığına güvenemediği için iki çocuktan başka yapmıyor ne?

eğer o insanlarla vakit geçirmekten keyif alıyorsan, sana yardımcı olmaya çalışarak bu insanlar mı burada yanlış yapıyor onu düşünüyorum şu an.

İlginç bir sekilde birbirlerine karsi da o kadar saygili ve hürmetler ki.

Sikimsiniz lan de, alayınızın mına korum de. Pasif durma. Kimseyi ezdirme.

Dan dan söylicen doğruyu, hiç çekinmeden tepkini koyacan. Savaşırcasına değil, "doğru nerdeee siz nerde... teeyy tey" havasında. Edecekleri lafları duymazdan gelicen icabında götünü dönüp gidivericen. Sessiz kalmak yanlış. Bunun yerine gayet açık ve net bir şekilde ""kendi aranızda ne var ki şu insana kendinizden farklı davranıyosunuz? Hırsız mı namussuz mu katil mi nedir olayınız??"" Diye bilgiç ve tepeden bakan bir edayla soruversen apışıp kalırlar bile.

Bak dikkat et, başkalarının enerjilerini sömüren bi tayfa bu. Aralarında çok kuvvetle muhtemel bir çıkar ilişkisi ve bağı var. O çıkarlar bi zedelensin seyreyle gümbürtüyü.

Yanımda bunu yaptıklarında'aman o da öyle, herkesin yeteneği ilgisi hayatı farklı, beni ilgilendirmez.bunu konuşmayı gereksiz buluyorum diyerek konuyu değiştiririm. Israr ederlerse de uzaklaşır mesafe koyarım. Bu kadar ikazı anlamayanlarla kötü olmayım diye kendimi kasamam.

Çok sinirlendim. Allah aşkına o karakterdeki karaktersizler seni dışlasa nolur dışlamasa nolur?! Senin yerinde olsam diğer kişiyle arkadaşlık kurar eğer ki mümkünse olduğundan daha iyi olmasını sağlardım, onlara bırakmadan kendim mesafe koyardım. Ama mesafeyi koymadan da nedenini doğru kelimelerle bilmelerini sağlardım. Lütfen o insanı koruyun en azından haberdar edin, asıl kendisi mesafe koysun terbiyesizlere.

"Boyle konusmayin bence" falan de. Hoslanmadigini bell et bir sekilde.

Kadına direkt bir saldırı varsa (işe dair hak gaspı, aleni mobbing, herkesin önünde yüzüne hakaret, fiziksel saldırı vb) sen de onlara karşı saldırıya geç, kadıncagızı savun.
Onun dısında, karışma. Orda bazlama/ev temizligi dedikodusu varsa daha "eğitimli" yerde de koca parası/kilo-kıyafet/çocuga harcanan para kıyaslaması/alayı/küçümsemesi var. Böyle kadinlar her ortamda var kısacası ve konuşmaya devam edecekler, ne yapsan susturamazsın işin sonunda bir de sen kötü olursun alay ettikleriyle iyi olurlar da seninle bozuşup iş huzurunu kaçırırlar.
Bıçak kemiğe dayanmadıkca karışma.

40 yas altı yok da
yapacagin ise gore tavsiyede bulunabilirim
ihracat kdv iadesi vs. isin varsa iyi bir muhasebeci ile calisman lazım

nerdesiniz?

ekşi sözlük iş ağı'na bir bakın. bir de iyi bir okul mezunundan ziyade büyükçe bir firmada çalışmış (fabrika gibi işletmeler) tecrübeli kişiler de işinizi görebilir diye düşünüyorum.

yani hocam 100 lira veriyim super muhasebe tutsun olayını kafandan sil.
100 liralık muhasebeci bizim arkadası oyle bir batirdi ki 80-90 k tl lik kdv iadesini alamadı bekliyor
ben ayda 500 kusur lira veriyorum ama zart diye alıyorum kdv iademi

İstanbuldayım, şirket kimya ile alakalı arge inovasyon amacıyla kuruluyor. ilk yıl satış çok az olacak, ikinci yıl üretime göre değişebilir. tübitak-kosgeb vs. hibeleri, destekleri, vergi indirimlerinden yararlanılacak. 100 lira vereyim demiyorum zaten, anlaşabileyim ve genç olsun. ilgilenenlere teşekkür ederim.

aynı sorun ecnebilerde de var:

Hello, Pentapoli; if you are looking AT the sky, you are looking at the sky itself. If you use "in the sky", you are talking about something that is in the sky. "Look at the clouds in the sky" or "Look, up in the sky, it's a bird...it's a plane...no, it's superman!" (Which is actually the way the old Superman program began!)

Or, "If I look up in the sky I don't see anything but blue, as far as the eye can see"--again, you would be looking for something, not the sky itself.

Emin değilim ama Kartal metro'dan hat 200'e binip gebze'ye geçersen oradan halk otobüsleri gidiyordur diye düşünüyorum.

edit: gebze'den de 302 numara gidiyor sanırım.

Gebze harem dolmuslarina bin..gebzede fatih devlet hastanesinin onunde in.orada osbnin icine giren dolmuslar geciyor

Dokunma ya da koklama derdim.

en zararsızı koklama olsa gerek. koklama diyorum.

Koklama giderse yemek yiyesim gelmez. Dokunma gitsin

koku.

koku çok önemli ya :(

bence tat alma.

koklama diyeler yediklerinden tat alamayacağını düşünerek koklama diyor. lakin sizin yemek yerken hissettiğiniz tatlar, aromalar, tat alma duyunuzun değil, koklama duyunuzun bir eseri.

yemek yerken burnunuzu tıkayarak bir yiyin bakalım, hala koklama diyecek misiniz.

yani düşünmesi bile acı verici böyle bir tercihin. Gelen hastalarda görüyorum ve ara sıra ben de düşünüyorum.
iki kulaktan birinden feragat edilebilir, tamamen işitme gitmez sonuçta. Göz için ikisinden birini diyemem, 3 boyutlu görüş yok olur.
5 duyudan biri için ben de koku derim. Sigaradan zevk alamayacağıma üzülerek

Tat alma. Zaten tadını sevdiğim ne kadar şey varsa ya kanserojen ya şişmanlatıcı. Neyin tadını sevmiyorsam yararlı ve besleyici. Hepsinin tadı aynı ve tamamen tatsız olsalar keşke de, yaşamak için yeterli kısmı herhangi tatsız bir besinden alarak başka abur cuburla sağlıklı olmak, kilo almamak için değil de, gerçekten canım istemediği için yemesem yıllarca ne güzel olur. Hatta şu an tatma duyumu seve seve vereyim, ne olur alıp götürsünler. Üstüne para da veririm. Balık, ıspanak, karnıbaharı falan yerken tadını almasam ne güzel olur!

Koklama.

Kibritsuyu +1.

Dokunma kesinlikle kaybetmeyi tercih etmeyeceğim duyudur. Bilimsel olarak dokunma hissinin kaybolması insanın varlığını yitirmesiyle eşdeğer. Oturduğunuzu, bardağı tuttuğunuzu, yürüdüğünüzde zemine bastığınızı hissetmediğinizi düşünün. Zaten oturamazsının, bardağı tutamazsınız. İnsan dokunduğunu hissedemezse ölür.

Koklama +1

Konuşma olayı varsa dilsiz olmak isterdim. En cok işime gelen bu.

tat

galeri13.uludagsozluk.com

benimle ıskata mı geçiyorsunuz ulan diye kafalarına indiririm ıskatayı.

eksisozluk.com

"Çimlerin üzerinde okey mi oynanır saçmalamayın, bir masa ayarlayın" derim

"monica lewinsky de olacak mı? keh keh keh" diye taşak geçerim

Bir arkadaşım 27-28 yaşında işi gücü bırakıp tekrar üniversite sınavına girdi. Şimdi Uludağ'da İngilizce öğretmenliği okuyor. Son sınıfa geçmiş olması lazım. Bir yandan da çeviri yapıp (İtalyan Dili & Edebiyatı mezunu) Kütüphanede çalışıyor. Zor mu? Zor. Çok yorulduğunu söylüyor ama çok mutlu.

Kendisi hayatta en çok imrendiğim kişilerden biridir.

Ben de 30 un da duydum bi hikaye buyuğumden. Babasının iş yernde ondan daha ust bir kademede biri; sen napıyosun ki diye çıkışmış. Adam eve kapandı, dünya ile iletişimini kesti, hacettepeyi kazandı.

Benm ki o kadar yuksek değil ama hobim olan spor ile alakalı bişeyler yapmak istiyorum sanırım.

Kesinlikle yap... dene en azından.

Aç aç kariyer aç Roma yada Milan ile başla. Çok canım istedi ben yapamıyorum sen yap...

fm. benim kafam kaldirmiyor artik useniyorum ugrasmaya, sen benim yerime de oyna. lechia gdansk'i al. poznan, legia, wisla falan hepsine ver kuskuyu. sehir guzel, stat muazzam, potansiyel yuksek. mis gibi "vasat avrupa" kariyeri.

dizi izle

Birak diziyi miziyi . FM oyna.

Memleketinin takimini super lig'e cikar...

livorno'yla basla, serie a'ya cık, fasist kanı dok.

seç portoyu scout işine odaklan al bul oynat sat

Imdb ?

imdb'ye müzisyen/grup ismiyle falan arattığın zaman hangi filmde hangi sarkıların kullanıldığını çıkarıyor.

10 binimci günümden haberim yoktu bir şey yapmadım. sahi senin nasıl haberin var?

Çocuklarla, varsa torunlarla falan geçirebilirsiniz. Kalabalık iyidir.

Edit: İlk 10.000'miş. Kendinizi bakıma alın; hamam, kese, masaj, cilt bakımı, manikür, pedikür, güzel hafif bir yemek.

böyle açtığım bi başlık var ahah. hatta şimdi fark ettim de 4 gün önce de 11000. günümmüş, onu kaçırmışım.

(bkz: insanın hayattaki 10000. günü)

@cekilmis gayfe

3 sene evvel nick cave "20000 days on earth" diye bi belgesel film çekmişti. ben de merak etmiştim benimkini. 3 yıldır bekliyorum. :)

@tepedeki psycho

ahahah aynı filmden aklımıza gelmiş demek.

bir kere su sarkıyı kesin bir kere dinle

www.youtube.com

bugun hayatimin 11160. gunuymus, sayende ogrendim hocam sagol :D

ben daha 4 yasindayken salondaki sehpanin altini karaladigim zamani hatirliyorum. simdi o sehpa kendi salonumda duruyor. bizim evde pek bi' sey atilmaz, sekil de degistirmez, saklanir, kullanilir. :D

Benim 8000. günüymüş. Güzel bir gün geçirdim, bilsem de böyle geçirirdim :)

ben akşama pilav üstü kuru fasulye yapmayı düşünüyorum.
dünden hazırlığımı yapmışitım.

"mütevazılığa yönlendiren sanattır"

ya da "kişiyi mütevazılığa/alçakgönüllülüğe yönelten sanattır"

"mütevazi/alçak gönüllü olanlara yönelik sanattır"

it is art that leads to humbleness olsa yukarıdaki cevap geçerli olacaktı.

alçakgönüllülüğe yönlendirilen sanattır.
yalnız burada 'sanat' kelimesine vurgu var yani aslında 'asıl sanat alçakgönüllülüğe yönlendirilmiştir' gibi karşı argümana benzer bir cümle. context i de yazarsanız daha düzgün bir çeviri yapabilirim

"sanat alçakgönüllüye yönelmiştir" diye anlıyorum ben.

Ekside sarah silverman basligina gir orda bi bakiniz vardi turkce altyazili stanuplar diye orda biri bi link verjisti ordan yurursun.

Louis CK

louis c.k.
sarah silverman
trevor noah
dave chappelle ile
başlanğıç yapılabilir

(bkz: türkçe altyazılı stand-up gösterileri veritabanı)

Netflix bu konuda bayağı dolu, ondan faydalanabilirsin.

Bo Burnham ve Anthony Jeselnik önerebileceğim isimlerden. Louis C.K. berbat ötesi.

George Carlin

Netflix’te izlediğim ilginç bir stand-up şov var: “oh, hello on broadway”. Espriler genellikle new york’un kültür sanat dünyası, tiyatro ve sinema dünyası hakkında. Şovun ortasında steve martin konuk olarak katılıyor falan.

Yalnız baştan uyarayım: mizah anlayışları biraz fazla seçkinci, fazla entelektüel. mesela “new yorker” diye bir dergi ya da “steely dan” diye bir müzik grubu olduğunu daha önce hiç duymamış olan seyircilere cahil muamelesi yapıyorlar falan.

fazla protest olmakla birlikte çok severim.

www.youtube.com

idil tatari youtube'da oldukca basit ve cabuk yemek tarifleri veriyor, baslangıc icin uygun olabilir bence.

youtube'da ev yemeği tarifleri ve saniye anne yemekleri adında kanallar var. idil tatari biraz zor gelebilir bunlar kolay.

değil, henüz çok çok çok çok küçükler. çorlu'dan tekirdağ'a giden bir köy yolu var. bayağı dolambaçlı, yer yer toprak bir yol. bağın bahçenin tarlaların arasından gidiyorsun, oldukça güzel. bir sure sonra orada cekebilirsin.

Göbeğinden bildiriyorum, daha erken :) buğdaylar biçilmedi daha

Vaktinden pek haberdar değilim fakat Silivri'de cezaevi yolu üzerinde de günebakan tarlası bulunur. Gökyüzüyle birleşir, müthiş görünür.

şuan erken buğday hasadı hava muhalefetine takıldı. keşan tarafına gelirsen eğer buralarda köylere giden yol boyları hep ayçiçeği tarlası.

Sorabileceğin kimse neden yok? Sadece senin olduğun bir anı mı?

Vallahi benim de benzer anilarim var ama onlarin cogu ruya ya

Böyle bir ikileme düştüysen gerçektir. Rüyalar çok uzun süre akılda kalmaz.

benim buna benzer cok fazla anım var ve anneme veya o anın icinde olan benden buyuklere sordugumda hepsinin gercek oldugunu soylediler. bana ruya gibi geliyorlar oysa ki, gercekliginden sormadan asla emin olamamıstım. ama gercekler. bu yuzden seninkinin de gercek olduguna inanıyorum, umarım birilerine kin beslemene sebep olacak bir sey degildir. (benimkiler öyle)

Eğer travmatik bir şeyse muhtemelen gerçek. Çünkü özellikle küçük yaşlarda yaşanan bazı travmatik olayları beyin anında silmeye çalışırmış ama beceremiyor. Yıllar sonra bir çağrışım ile o anı geri geliyor ama yıllardır hatırlamadığın için sana sanki rüyaymış gibi geliyor. Ben de psikoloğun yalancısıyım. Benim de öyle bir anım vardı. Emin olamadım rüya mı gerçek mi diye. Anının bana hissettirdiklerini çok net hatırlıyorum ama yani duygu var. Psikolog gerçek olduğuna yordu.

benim de öyle ayrıma girdiğim bir dönem olmuştu. uzun zaman rüya sanıyordum ama gerçek olduğu ortaya çıktı. kendiniz bilemezsiniz, psikologtan yardım almanız gerek. ben olayların üstüne gidip kurcaladım, somut kanıtlarla kendime bir şekilde kanıtlamış oldum ama herkes o kadar şanslı olmayabilir.

playing star again, psikolog somut kanıtı bulmasa da onu bulmada yardımcı olabilir. yani terapi esnasında kişinin daha önce fark etmediği bir detayı fark etmesini sağlayabilir. bu da kendisini somut kanıtlara götürebilir. kesinlikle olmaz diye silip atmayın. illa ki yardımcı olacaktır.

Herkese teşekkürler, ayrıca makaleyi de okuyacağım en yakın zamanda, sanırım o zamanda tanıdığım birinin şahitliği olmadığı için kesin olarak gerçektir ya da bu gördüğün şey kabustur diyemiyoruz. Benim bunu hatırlıyor olmam her iki durumda da ilginç geldi bana sadece.

www.youtube.com

buna uygun bir dans bulabilirseniz bence tadından yenmez. hafif bir balkan tadı var sanki ama bilemedim. heh heh

Something stupid-frank&nancy sinatra

Ben bunu yapcam :(

anneniz kaza geçirmeseydi dahi alamazdı şirket bunu. siz ne yapabilirsiniz bilmiyorum. türkiye..

İş güvenliği esasınca böyle bir eğitim verilmemesi ve görev tanımının dışına çıkması sebebiyle işverenin böyle bir hakkı olmaz. gene de türkiye burası gerçekte nasıl işliyor bilmiyorum, yazan şekli bu ama.

iş hukukunu bilen birine danışın

rahip janick +1

kesinlikle iş hukuku bilen birine danışın, aklımıza gelmeyen veya bilmediğimiz ve çalışanı bu gibi durumlarda koruyacak bir yasa veya yönetmelik vardır diye düşünüyorum.

Fotoğrafı yüklemeyi unutmuşum..

i.hizliresim.com

orijinal adıyla "we bare bears".

Linke üşendim kusura bakma :')

Tamer-Beautiful Crime
Until the Ribbon Breaks - One Way or Antother
Ursine Vulpine - Wicked Game

Bunlar kadar slow olmayan Zella Day - Hypnotic'i de şuraya bırakayım.

joga - georgie kay

jeff healey - as the years go passing by

www.youtube.com

transatlantics - when i feel so lonely
www.youtube.com

bir tom waits - dirt in the ground cover'ı
www.youtube.com

bu yazın ilk summertime'ını dinliyorum janis joplin
www.youtube.com

funkadelic - maggot brain
youtu.be

birsen tezer - cihan albumu.

Barış Manço Lady öf seven sky

Exxus - Glass Animals

Bunun önerisi olmaz, kişi kendi ilgi alanına göre seçer bölümünü. İlgi alanı yoksa yapmasın zaten.

Sosyoloji.

sosyoloji?

ilgili alanda yapman araştırma görevlisi başvurularına katılmayı düşünüyorsan çok önemli.

en aşağıda kitap okuyan amca.

tırmananlar sanki bir seyden kacıyor gibi, ozellikle sag ustte ondekini eteginden tutan adam, alttakilerin sakinligi bunun aksini dusunduruyor ya da tırmananlar alttakilerin lanetli sozlerinden kacıyor gibi.

tabii butun bunlar benim uydurmam, canım sıkılıyor sadece.

Osmanlılar piramidin zirvesine bayrak dikecekler sanırım.

Kitap okuyan adam

babaannemin bahcesindeki agacta henuz tam kızarmadılar ama kızarmaya yuz tuttular...

Ankara'da bugün gördüm, 20 lira kilosu.

çıktı. bizim ilçede 8tl idi aldığımız sergide.

edirne'den bildiriyorum. kilosu 9 lira.

simdi biraz bakındım, boyle bir sey olmamıs sanırım hic. baskan beyaz saray'da yasayacak diye bir kanun yokmus ama guvenlik acısından baskanın beyaz saray'da yasaması "gerekli"ymis.

sadece george washington beyaz saray'da yasamamıs zira o oldukten 3 yıl sonra beyaz saray'ın insası tamamlanmıs.

not: eksik - yanlıs bilgi olabilir.

düzeltme: öldükten degil, baskanlık suresi bittikten 3 yıl, oldukten bir yıl sonra insası bitmis beyaz sarayın.

trump beyqz sarahda yasamiyor, trump towersdaki residance da kaliyor. hatta her gun orada gosteri yapiliyor yollar fln polis barikatlari var

ali ağaoğlu :)))))

şaka şaka. jet fadıl.

niye popülist olmak zorunda? sanatçı/müzisyen evsizler var, aktivistler var, seks işçileri var. belgesel çekiyorsun cesur ol madem.

Serdar Kılıç'a bir bak derim.

Belgesel değil ama kısa film gibi bir fikir geldi geçen gün. Kafede oturuyordum tam karşısında da çöp konteyneri vardı. Kameram olsaydı da kurup sonrasında hızlandırıp izleseydim dedim. Oturduğum süreçte olanları yazayım:
İnsanlar çöp attı
Kafeden çıkıp çöp attılar
Sigara atıldı çöpe çöpten hafif hafif dumanlar yükseldi millet bakıp duyarsızca geçti gitti ben de bir süre ses çıkarmamaya devam ettim.
Kağıt toplayıcı geldi kartonları aldı dumana şöyle bir baktı gitti.
İnsanlar gelip geçti.
2 farklı kağıt toplayıcı genç geldi kavga ettiler insanlar ayırdı.
Bir kişi dumanın farkına vardı. Kafeye söyledi.
Duman çıkmaz oldu. Biraz sonra kafeden elinde suyla çalışan geldi sağına soluna baktı duman göremeyince rastgele döktü.
Çöp kamyonu geldi tüm konteyneri boşaltıp gitti konteyneri de sokağın kenarına kaydırıp fırlattı. 2 saatte bu kadar olay oldu biraz da ders çalışmak istememekten arada kafamı kaldırıp gördüklerim bunlar izlemesi ilginç geldi.

Fikir olarak da cep hikayelerindeki anlatılan kişilerden birinin belgeseli yapılabilir.

@hasmetizm niye sinirleniyorsun ki, isim ver bana sitem edeceğine.Söyledin de yok mu dedik? :)

İnternetten ödersin ama şu anda taksitlendirme yok, bir sonraki vergi affını beklemen lazım onun için.

Internet bankaciligiyla oduyorum ben

gecikme zammı varsa bekle sanki şu birkaç gün içerisinde bir şeyler çıktı bu vergiyle alakalı. o haberleri takip et.

ben yolda 31 mayıs son gün diye bir şeyler görmüştüm. tam ne oldugunu hatırlamıyorum ama bir konusursan bir seyler yapacaklardır sanıyorum.

internet bankacılığından ilgili borçların tahakkuk numaralarını girerek ödeyebilirsin. şu an bir vergi affı söz konusu olmadığı için taksitlendirme yok.

31 mayıs tarihi, 2016 yılında yapılandırılan ve aslında ikinci taksiti 31 ocak'ta ödenmesi gerekirken 4 ay ertelendiği için 31 mayıs'a uzayan yapılandırma taksitleri ile ilgili bir hatırlatma. yapılandırılmamış borçlar ile bir ilgisi yok.

sizin borcunuz da yapılandırılmış bir borç değil. zaten yapılandırma dönemine ait de değil, daha yeni. isterseniz herhangi bir vergi dairesi veznesinden veya internet veri dairesinden gecikme zammı ile birlikte ödeyebilirsiniz.

Derste alınan notların, ses kayıtlarının ustunden geciyorum ben genelde yeniden yazarak. Kitap cok nadir acıyorum. Bazı hocalar makale tartısma seklinde ders isliyor, o durumlarda makeleleri okuyor not cıkarıyorum falan tekrar.

son dakika panikleyerek paldır küldür dalıyorum. yıllarca değişmedi.
normal ders için de önemli noktalar hep aşağı yukarı bellidir, onlara odaklanırdım. ders notları ve önceki yılların soruları vs.

yazarak çalışıyorum bir de eger tek degilsem, bana yardımcı olabilecek birileri varsa sorular cıkarıp ona sorular sorduruyorum. yani -dum.

en iyi arkadaş. 28k

seksle hayat geçmez arkadaşa veriyorum oyumu 20e

En iyi seks. Seks olmazsa iliski yurumuyor maalesef.

Arkadaş tabi ki. Seks bir ilişkiyi güzel kılan bir vasıtadır sadece. Arkadaşlık, kafa denkliği, frekans örtüşmesi daha mühim.

27 erkek

24 erkek en iyi arkadaş.

ben birlikte olacagım kadının benim aynı zamanda en iyi arkadasım olmasını isterim. sevgililik, evlilik sanki kalıplar içerisinde yaşanıyor gibi geliyor bana, en azından gordugum o. hosuma gitmiyor.

hatta aklıma su geliyor, insanlar genelde birlikte oldukları adamı / kadını cok fazla vakit gecirmeden seciyor. ya da birlikte cok fazla vakit gecirmeden birlikte olmaya baslıyor. o adamın / kadının her yonunu gormuyorlar iliskiye basladıklarında. oysa arkadasının iyi / kotu her yonunu biliyor ve bunlarla birlikte yurutuyorsun iliskini. en iyi arkadasın sevgili olması mantıklı geliyor bana. her yonunu biliyorsun, birlikte konusmakten ve vakit gecirmekten keyif alıyorsun. bir insanda daha baska ne ararsın ki?

Neden birinden birini seçmek durumundayız ki ikisi de en iyi olmasın ama olsun yani birinin eksikliği sıkıntı çünkü 28k

Arkadaş 25e

arkadaş , 33k

arkadaş kesinlikle.

baya kolay bu sorunun cevabı. en iyi seks. en iyi arkadaşı dışarıda çok daha rahat bulursun en iyi seksi bulmaya kıyasla.

en iyi arkadaş 22k

En iyi arkadaş. Seks konusunu hallederiz, o kolay. E 27

Arkadaş, 27 k

İlla birinden biri mi?
Herhangi birinden birini en fazla 6-4 kayırabiliyorum. Sadece seviştiği için anlaşamadığım birini bütün gün çekemeyeceğim gibi, ten uyumu yerlerdeyse ona da bir yıl dayanılır mı bilemiyorum. Hiç sevişilmese daha iyi.
Arladaş olmak ilk anda daha iyi gibi geliyor ama ondan sonra da "Ne olur gece olmasın", "Ne olur çabuk bitsin" demek de apayrı bir kabus olsa gerek. Arkadaşlığı yer bitirir ama aseksüel oturacaksak, o zaman arkadaş olabiliriz de, o zaman neden düz arkadaş olmuyoruz, amacımız ne. Seçemedim.
33k

En iyi arkadaş, 25k

@mermize, kedi köpek gibi birbirini yedikten sonra ne anlamı var, boşanmamak ilişkinin sadece bi şekilde sürdüğünü gösterir, gerçek mutluluk bu değil :/

arkadaş olalım da gerisi kolay +1

En iyi arkadaş diyorum ben de. Konuşmak, bir şeyleri paylaşmak ve karşındakinin seni anlaması bu dünyadaki en güzel şeylerden bir tanesi.

En iyi sex. 27 e

en iyi seks, 28e.

iddialı olmak istemiyorum, ama en iyi arkadaş ve en iyi seks diyorum.
ikisinden biri, bir ilişkiyi hayat boyu sürdürmek için yetersiz.

en iyi seks zaten çok göreceli bir kavram.
en iyi seks zannettiğiniz şey, bir başkasıyla olduğunuzda ortalama bir sekse de dönüşebilir.
bu kavramlar üzerinden yola çıkmak çok saçma o yüzden.
o ana kadar en iyi seksi, en iyi iletişim kurduğunuz kişiyle yakaladıysanız ne mutlu.

bu durumda soruyu çok mantıklı bulmadım.
hayatı birlikte geçirmek için çok çok daha fazlasına ihtiyaç var.
olay o kadar basit değil.
32 k

arkadaşla en iyi seks :) 29e

27e

soruyu biraz garip buldum. ama böyle bir ayrım yapacaksam illa ki, seksin arkadaşlığa göre daha geliştirilebilir olduğunu düşünüyorum. 5 olan arkadaşlığı 10 yapmanın, 5 olan seksi 10 yapmaya göre çok daha zor olduğunu düşünüyorum. bir de sanki seks tarafların birbirine olan tavırlarından daha çok etkileniyormuş gibi geliyor. yani bir şeyler hissettiğim bir kişiyle, iyi arkadaş isem bu seks yaparken ki duyguları da etkileyebilir. ama bir şeyler hissettiğim kişiyle, mükemmel seksin arkadaşlık ilişkisine çok etkisi olduğunu düşünmüyorum.

sorunuzda hayat geçirmek dediğiniz için vadeye de bakardım ben. arkadaşlık ilişkisi daha uzun sürecek gibi diğerine göre. bu olmaya bilir tabii. ama sonsuzda arkadaşlık daha büyük süre olarak.

Arkadaş 24e

kesinlikle arkadaş,
seks dediğiniz zaten ne kadar sürüyor? hadi çok iyisiniz oscarlık performans sergiliyorsunuz ikiniz de, sonra oturup ne konuşcanız? ya da sen heycanlı heycanlı başına gelen bişeyi anlatcan ya anlamayacak ya siklemeyecek. Hayatta seksten çok önemli şeyler var. frekans uyuşması başta, ortak zevk alınan şeyler, senin hoşuna gidenin onun da hoşuna gitmesi vs.

28 e

En iyi arkadaş 24e

bu ikisinden birinin 10 üzerinden 5 olduğu kişiyle hayat geçmez.

arkadaş, 27e. seks iyi güzel de 45 yaşından sonra işe yaramıyor. uzun vadeden bahsediyoruz.

eloluk yapıp en iyi seksi seçiyorum.

en iyi arkadaşım da oldu, en iyi seksim de (kendimce işte). ben arkadaş diyorum çünkü seksin tadı yalnızca damağımda kaldı ama arkadaşım hala yanımda.

en iyi arkadaşla oturup seks konusunu çözemiyosanız zaten allah belanızı vermiş demektir.

seks bazen alakasız insanlarla güzel olabiliyor, ama iletişim zayıf kalabiliyor.

iyi seks iyi iletişim demektir diye bir şey okumuştum. mantıklı gelmişti.

33 erkek.

seksin geliştirilebilir olduğuna inanmıyorum.
daha doğrusu, inanıyorum.
ama kötü veya ortalamanın altı bir seksi, dünyanın en iyisine çevirmek bence hayal.
çok iyiyi, çok daha iyi ya da belki en iyi seviyesine taşıyabilirsin.
arada o kimya vardır ya da yoktur.
olmayan kimyayı, çekimi var edemezsin.
ama çok kuvvetli olanı, son noktaya taşıyabilirsin.
iletişim de bu noktada devreye girer.
benim fikrim bu yönde.

seks için söyleyebileceğim şey, (kendi adıma) karşımdakiyle yakınlaştıkça "ilerlediği" yönünde.
yani üzerine mutlaka bir şeyler koyuluyor, o da iletişimle mümkün.
karşındakini daha iyi tanıdıkça, mükemmel olanı daha da olağanüstü hale getirebiliyorsun.

ama yine de soru yanlış.
saçma demeyelim de, mantık olarak hatalı.
başlangıç noktası önemli, yani dediğim gibi o çekimin var olması, kafaların belli oranda (hatta ortalamanın üstü şekilde) uyuşması, benzer tabakalardan olmak önemli.

seksin de, ilişkinin de her zaman daha iyisi vardır.
aranırsa, bulunur.
burada asıl çapa olan şey o kişiyi sevmek ve onunla olmaktan zevk almak demek.
seks sadece yatakta olan bir şey değil benim için.
ilişkinin geneli seks zaten.

ama bütün bunların dışında, kötü ilişki, kötü ilişkidir.
seksin iyi olmasıyla kötü ilişkiyi sürdürmenin bir alakası olmamalı.

edit:
bir de, aynı dili konuşmak dediğimiz şey zaten sadece iletişim ve entelektüel düzeyde kalan bir şey değil.
hayat görüşü, seks, dünyaya bakış, bunların hepsi bir zaten.
performans olarak seksin "iyi" olması ya da (biraz amiyane bir tabir olacak ama) karşınızdakinin her yola gelmesi, seksin iyi olması demek değildir.

edit2:
aldatma çok farklı bir konu.
sadece seks için yapılan aldatmaların bile duygusal düzeyi oluyor.
ilişkinin aldatmaya rağmen devam edip etmemesi, ilişkinin kalitesiyle ilgili bir şey değil.
mutsuz olduğu halde ilişkisini ya da evliliğini sürdüren insanlar var.
ama aldatmaların büyük kısmı zaten duygusal boşluktan kaynaklanıyor.
yani bu konunun ucu bucağı yok, ama "aldatma seks nedeniyle oluyor, dolayısıyla önemli olan seks" çok yüzeysel bir bakış açısı.
ve büyük oranda da yanlış.

fırsatını bulduğunda tek gecelik kaçamak yapmak vb. tarzı aldatmalar ayrı bir kategori.

sabahtan beri bu soruya cevap bulamadım.
ben onu bunu bilmem gardaş, segz varsa yazın beni de.

Hayatını geçirmeyi düşündüğün kişiyse ikisi de birarada olmak zorunda. Sadece arkadaş sadece ten uyumu-iyi seks o ilişkiyi uzun ömürlü kılmaz.

@cutie, önşart olarak seks 5/10 demiş, 0/10 dememiş dikkat edersen. Sen ise felaket senaryoları üzerinden gitmişsin.

en iyi arkadaş, 29K

Soru çok garip + umrumda değil de ben @blatta hiberna'nın insan ilişkileriyle alakalı yazdıklarını inanılmaz çöp buluyorum, insan bu kadar berbat olabilir mi bu konuda ya? Yani yazdığı "wall of text"ler bile kurtarmıyor kendisini çok üzgünüm.

En iyi arkadaş. 32 erkek.

@dirtysecretsofduyuru:

teşekkür ederim :)

Aslında soruyu sorarken kendimde kısa bir cevaba sahip gibi gelmişti. Ama sonra yazılanları okudukça birazcık dalgalandı.

Öncelikle ben de ancak iyi bir seksin çok iyi seviyelerine çıkarılabileceğini düşünüyorum. Seks geliştirebilir birşey evet. Ama misal ben 26 yaşındayım. Görüştüğüm kişi de muhtemelen en az öyle olur. O yaştaki bir adamın seksi muhtemelen oturmuştur. Yani zevkleri istekleri ne derece oral sevdiği sertliği yumuşaklığı filan falan. Seksin herdaim gelişmeye değişmeye açık olduğunu kabul ediyorum elbette. Ama kulvar düşüklüğünü de kabul etmek lazım. Ben ilk seksimde bu adamla 4 de kalıyorsam gelişse gelişse kaç olacak? Geliştire geliştire 7 fln. O da iyi zamanlarında. Adamın kulvarı o. Ne kadar değişecek?

Ne bileyim seks ilk başta en az bi 6 olacak ki alıp 8 9 10 yapacaksın.

En iyi arkadaş 5 te ise belki konuşarak çaba harcayarak artabilir. Bilmiyorum.

Neyin ne kadar yettiği de çok önemli. Misal arkadaşlığı 6.5 a çıkarırsın iyi bir seksle ömür boyu yeter. Ama 6.5 seksle iyi bir arkadaşlık ömür boyu yetecek mi?

Sorunun benim için genel olarak cevabı en iyi seks sanırım. Çok iyi bir seks insanın vazgeçemediği olabiliyor. Seks iyi olmazsa o ilişki yürümez gözü ile bakıyorum biraz da olaya. Bir yerde iyi seks neye göre kime göre denmiş. Belki adam hiç yaşamadı denmiş. Haklı bir bakış açısı. Çok iyi bir seksi düzenli olarak bir müddet yaşayıp cevaba bir de öyle bakmalı. Tabi öylesine denk gelmek için biraz şans da lazım.

Belki de en iyi arkadaş ilişkim bittiği için böyle bakıyorum olaya. Bilemiyorum onu. İnsan hiç bir şeyin vazgeçilmez olmadığını görünce fikirleri değişebiliyor. Bir daha da en iyi arkadaş gelmez sanırım. Yaş büyüyor tecrübeler artıyor 2 saat oturduğun adamı az buçuk çözüyorsun. Arkadaşlık fln da hikaye oldu günümüzde. Şeffaflık dürüstlük azaldıkça, nasıl bir imaj çizeyim kaygıları artıp çizilen imajın önemi arttıkça buna bağlı yapaylıklar gerçeküstü kişilikler peydahlandı. Dış görünüş maddiyat gibi şeylerin önem sıralaması yükseldi. En iyi arkadaş mı o da ne? derken buluyorum kendimi.

Özetle en iyi seks 26 k.

en iyi arkadaş dedim, bi türlü sevemedim, ikimiz de harap olduk. yaşım 25, en iyi seks diyorum artık. kadınım.

En iyi seks. 28e.

Karar veremedim. Sanırım seks ağır basardı. Ben bu kararsızlıkla ikisini de kaçırır yine yalnız kalırım. 27 K

yahu şu soruya seks dedim diye aldığım mesajın haddi hesabı yok, ne abazan heriflersiniz. elin otuzbircilerine kaldık askdljasdf

Ay olm seks seks! Of. At gibi guldum allah affetsin. Kadinim. Gencim.

eddie vedder. net. maynard ya da, sefa pezevengi.

sen bruce dickinsen olarak dünyaya gelsen, bruce dickinson bruce dickinson olur muydu peki? belki yine mesudiyeli mesut, bruce dickinson a benzerdi sadece?

cevap olarak elon musk başarılı şu dönemde

peki onun yerine bir hayat mı yaşayacağız? mesela einstein olarak gelmek istiyorum. onun zeka ve yeteneklerine, buluşlarına da sahip olacak mıyım?

eğer öyle bir şeyse: justin timberlake ya da ilber ortaylı.

Kayli cenır :))))))

Kişisel problemlerini bilmem ama bu ara bana kafası rahat görünen kişi şafak özkütle hazır yeni ibiza'ya da taşınmış gel de kıskanma..

Trumpın oğlu

Dayı olmak isterdim. Annenin erkek kardeşi olan, bildiğin dayı yani. Güzel bir kavram, hiç tadamayacağım bir his

Johnny Sins.

Amal clooney ilk aklima gelenlerden biri ama george ile evlenmezdim.

Patti Smith'in hayatını yaşamış olmak isterdim.

Teoman aklıma ilk gelen isim. Adamın sülalesi raad :)

nasreddin hoca

shakira olmak isteyebilirdim. çünkü neden istemeyeyim. latin bi kere. böyle de vizyonsuzum.

patrik antonious

bunu konuşmuştuk bir arkadaşımla. o zaman da aklıma magic & loss gelmişti, aynı örneği vermiştim. sen bu soruya lou reed cevabı verirsin, lou reed aynı soruya joyce ya da shakespeare der. lou reed bile shakespeare ya da joyce olamamaktan hayıflanan biri çıkabiliyor en nihayetinde. kimin ne hissettiğini bilemiyorsun. kim olsan sınırı yok.

bununla birlikte herhangi mutlu biri olmayı isterdim ama belki. ünlülerden de emin olmamakla birlikte frank sinatra mutlu bir yaşam sürmüş, hayatıyla gurur duyan biri gibi geliyor. öylesi mantıklı bir tercih olurdu sanırım. ama iş şeytanla imza noktasına gelse içimdeki özyıkımcı taraf yine richey edwards gibi birini filan seçerdi herhalde.

edit: haha bahsettiğim arkadaşım da brian eno olmak istiyordu, soso'nun cevabı üstüne denk geldi.

brian eno

fazla mükemmel bence ama olsun.

Yeniden dunyaya gelsem kim olmak isterdim diye dusunmedim ama bildigim tek bir sey var: o da kesinlikle bu topraklarda dogmak istemezdim..

şuradan bakabilirsin hangisi olduğuna www.imdb.com

bir de, iki -de bitisik, -muydu ayrı...

Teşekkür ederim.

Benim de kafam karışık, zihnim doluydu oluyor bana arada öyle. TDK' dan özür falan dilemeye gideceğim şimdi.